ÖZLÜ SÖZLER



Bismillah bir intisab, bir istinad,bir nokta-i istimdaddır ki Kadir-i Mutlak Hâlık’ı, âciz-i mutlak mahluka yardımcı eyler.

~

İmanın şah damarı tevhiddir, şirk o şah damarı keserek imanı katletmektir.

~

Namaz bireyin, zekât toplumun direğidir.

~

Ruhun gıdası Kur’an, kalbin teneffüsü namazdır.

~

Şeref ve izzet parayla kazanılmaz; şeref ve izzetle para kazanılır.

~

Bilgi ve sevgi ilgi denen şefkatli validenin iki masum ve muhterem evladıdır.

~

Bedenin ameli olduğu gibi, kalbin de amelleri vardır.O amellerin en faziletlisi ilahi aşktır.

~

Malumat marifete inkılap etmediği sürece cehalettir.

~

Duygular kalpten, kalp ise ruhtan ders alır.

~

İnsan olmadan Müslüman olunmaz!

~

Tevazuda zirve ol; amma benlikte bir zerre bile olma!

~

Duyguların evveli dinlemek, direği okumak ve zirvesi ise şâirliktir.

~

Başkalarının kusuruyla meşgul olmayı terk eden, kendi kusuruyla meşgul olur ve nihayetinde Hakk’a vâsıl olur.

~

Tebessüm sadakadır, kahkaha illettir.

~

Aşk ile akan gözyaşları nârı nura inkılab ettiren alamet-i rahmettir.

~

Geçmişi değiştiremezsin; ancak nefes alıyorsan bil ki kendini affettirmek için geç kalmış değilsin.

~

Ameldeki nifak eğer tevbe ve istiğfarla temizlenmezse, zamanla itikada sirayet eder.

~

Bir insanı tanımak koca bir âlemi tanımak kadar müşkildir. Zira her insan başlı başına bir âlemdir.

~

Musibetlerin yağmur gibi yağdırılması meyyit letaifin ihyası içindir.

~

Bir senelik rızkını bir oturuşta yemediğin gibi, bir senelik ibadeti de şimdiden düşünüp dert etme!

~

Üflemekle sönenler kibrit misillü ışık verenlerdir.

~

Zafer sarhoşluğu içinde olanlar yenilgiye namzettirler.

~

Nefsine avans verirsen sonunda iflas edersin.

~

Dünya aldatıcı bir tüccardır.

~

Mevt bir davettir, bir beraattir. Âşığın Maşuk’a visalidir.

~

Kalp çobandır, nefs-i emmare kurt. Kurt sürüye saldırmak için çobanın bir anlık gafletini bekler.

~

İlmi okuyanlarda, hikmeti susanlarda arayınız.

~

Ömür dakikaları sayılı olan insanın, günün üçte birini uykuya ayırmasına şaşarım.

~

İnsan hata yapmayan değil, hatasını görebilen ve af dileyebilendir.

~

Ey nefsim! Sen namazı ayakta tut ki, namaz da dinini ayakta tutsun.

~

Şiir şâirsiz, resim ressamsız, sanat sanatkârsız olmadığı gibi; elbette mükemmel bir ilim ve hikmetle donatılmış insan ve kâinat da sahipsiz olmaz ve olamaz!

~

Ve öyle bir hayat yaşa ki sen dünyadan ayrıldığına değil, dünya senden ayrıldığına ağlasın!

~

Ey insan! İyi ölç, iyi tart, hesabını iyi yap. Yevm-i mahşerde evdeki hesabı pazara uymayıp da şaşkın şaşkın bakan adam gibi olma!

~

Sürekli dalaleti telkin eden şeytan ile sürekli marifeti ve hidayeti telkin ederek mücadele edilir.

~

Her işiyle, her fiiliyle mükemmel olan Zât-ı Kadir-i Zülcelal elbette mükemmel bir muhabbete layıktır ki bu nihayetsiz muhabbete aşk denilir.

~

Şirkin itikadi olanı var, ameli olanı var, kavli ve fikri olanı var. Hakiki Muvahhid Müslüman itikadi, ameli, kavli ve fikri her türlü şirkten uzak durandır.

~

Merkezinde Kur’an ve sünnet olmayan hiçbir mezhep, hiçbir meslek ve hiçbir meşrep dalaletten kendini muhafaza edemez.

~

Baki olanın kendisine, fani olanın eserine bağlanınız!

~

Dünyada uykusu büyük olanın mizanda hasenatı küçük olur.

~

Günün sekiz saatini yatakta, kalanını ayakta uyuyarak geçirenler bizi nasıl anlasın?

~

Kabirleri ve türbeleri ziyaret ediniz! Fakat kabirlerden ve türbelerden meded beklemeyiniz! Meded yalnızca Allah’tan dilenir ve yalnız O’ndan gelir.

~

Kur’an’dan daha doğru bir söz, Resûlullah (s.a.v)’den daha güzel bir örnek yoktur.

~

Sünnetten daha sağlam bir mezhep, vicdandan daha büyük bir müctehid yoktur.

~

Toprak altına giren her çeşit tohumu dirilten nihayetsiz bir hikmet ve kudretin insan tohumunu diriltmemesi ve (hâşâ) diriltememesi düşünülemez!

~

Evet, izzet ve şerefin tamamı Allah’a aittir. O Zât-ı Azîz-i Muizz dilediğine izzet ve şeref verir de o kimsenin ismini hem dünyada hem de ahirette yüceltir.

~

Allah dostlarının meclisi gül bahçesine benzer. Allah düşmanlarının meclisi bataklıktan ibarettir.

~

Güzelliğin enva’ı vardır: İmanın güzelliği, ilmin güzelliği, amelin güzelliği, ahlâkın güzelliği, ihlasın güzelliği… Hâ bir de sûretin güzelliği.

~

Ey nefsim! Oldu zannediyorsan kendini tam, bil ki delildir olduğuna ham.

~

Marifet hikmet-i hilkattir, tefekkür mukteza-i fıtrattır.

~

İnsanı insan yapan hayâdır.

~

Dua bir anahtardır.

~

Kâmil mürşid hâl ile örnek olandır.

~

Göz eseri görünce, öz müessiri görmeli.

~

Yokluktaydım Rabbim verdi vücûd, nasıl olur da etmem O’na sücûd?

~

Hakkı söyleyenler Hakk’ın himayesindedir.

~

Ey nefsim! Ne ise özün, o olsun sözün. Ne ise sözün, o olsun özün.

~

Değildir tesettür tarz, nass-ı Kur’an ile farz.

~

Allah örtü ile emretti gizlemeyi zineti, ne yazık ki bir kısım muasırlarımız, yaptı örtüyü en güzel zineti.

~

Nefsinin avukatı değil, hâkimi olmalısın.

~

İyilik döner durur, yapanı bulur; kötülük döner durur, yapanı vurur.

~

Verirsen malından zekât, artırır o malı Şekûr kat kat.

~

Yücelten de alçaltan da Allah’tır.

~

Dinsiz felsefe bir safsatadır.

~

Muhabbet eken aşk biçer.

~

Âlim bin düşünür bir söyler, cahil bir düşünür bin söyler.

~

Her gördüğünü tesettürsüzlükle suçlamak yerine, önce gözlerine tesettürü emret bak gereğine!

~

Büyük uykular kabre tehir edilmeli.

~

Kitap yüklenmek için akla ne gerek? İlmiyle âmildir âlim, bilmek gerek.

~

Edepsizle bir olmak ilme hürmetsizliktir.Kul dediğin her işi Allah için yapar.

~

İlmin şükrü tebliğdir.

~

Kimi ihtiyaçtan konuşur, kiminin konuşmasına ihtiyaç duyulur.

~

Âlimin ilmine, tebliğdir şükür. Zalimin zulmüne korkma tükür!

~

Ey sen âmir! Edemezsin kırdığın bir gönlü tamir, iyisi mi seç sen kendine güzel bir zamir.

~

Kál ile öğüt veren çoktur, hâl ile örnek olan yoktur.

~

İlimle tedavi edilmezse illet-i cehalet, bil ki artarak olur sonunda dalalet.

~

Kur’an’dır Allah’a ulaştıran hakikat, nefsindir eğer binebilirsen hakiki at.

~

Vermişse Allah bir kuluna ilm-i simayı, bir bakışta anlar yürekteki davayı.

~

Ey nefsim! Yılan gibi kıvrım kıvrım olup, yalanla oynama! Ok gibi dosdoğru ol, hedeften sapma!

~

Uyku beş saattir, çoğu kabahattir.

~

Sen Türk, sen Kürt, sen Arap’sın dediler, Millet-i İslâmiye’yi bu ateşle erittiler.

~

Uğradı mı bir beldede salihler atalete, fasıklar hâkim olur o beldeye elbette

~

. Kur’an sedası, ruhun gıdası; şirk kokan müzikse, olsa olsa ruhun belası.

~

Ey nefsim! Avukat gibi nefsini savunmayı bırak, hâkim gibi nefsini sorgulamaya bak!

~

Mümine yaraşmaz boş durmak, saltanat-ı hakiki kulûb üzerine taht kurmak.

~

Uyan ey insan ölüm var ayıl! Seni hikmete sevk eder akıl, hayvan gibi yaşayacaksak, ne diye verildi ki şu akıl?

~

Abdullah İbni Ömerler için, Ömer gibi pederler gerek! Yeni Fatihler için, yeni Akşemseddinler gerek!

~

Hakk’ı bilendir hakiki âlim, Hakk’ı tanımayandır asıl zâlim.

~

Samimi olanın zikredilir ismi Arş’ta, zıddı olanın ismi silinir en başta.

~

Her kişi kazancında dökmeli ak ter, elzemdir insana önce karakter.

~

En aziz kişi nefsine galip olandır, en âciz kişi nefsine mağlup olandır.

~

Ne dünya ne de ukba, gayemiz yalnızca ilahi rıza.

~

Ha bir cami yıkmışsın, ha kalp kırıp gönül yıkmışsın. Namazdan mânâ ne? Sen kâbeyi yıkmışsın!

~

Asla gözüne haramı gördürme! Bin latifeni bir bakışla öldürme!

~

Gözlerden akan yaşlar, turab-ı kalbi sular.

~

Ârif her musibetten bir ders-i ibret alır, cahil ne gelse başına kul yaptı sanır.

~

Şükür tohumdur sabır suyu; esirgeme ki suyu, yeşersin şükür tohumu.

~

Bil ki güldür onlardaki bağır, adavet ettiğin Allah dostu ise bedeli ağır.

~

Nimeti yalnızca Hakk’tan bil! Ta ki zikretsin hakkıyla O’nu dil.

~

Zannetme ki tevekkül sebepleri terk edip bir mûcize beklemektir, tevekkül esbaba müracaat edip neticeyi Hakk’tan dilemektir.

~

Kenz-i mahfiyi aradım durdum, o hazineyi kırık kalplerde buldum.

~

Kalp bir tarladır; kimi muhabbet eker, kimi nefret diker. Mahsulü ameldir, herkes ektiğini biçer.

~

Kabir büyük bir duraktır, sanma ölüm sana çok ıraktır, şu sararıp düşenler yapraktır, nasıl yaşarsan yaşa, sonun kara topraktır.

~

Dediler: “Riyazetle nefis ölür mü?” Dedim: “Hiç düşman geri çekilmekle ölür mü?”

~

Bir yıkılış bin kalkınıştır, bir mağlubiyet bin galibiyettir elbet. Mühim olan yenilgi içinde büyüyen, zafer-i ekberi görebilmek.

~

Âyâ zanneder misin zikirler gider boşuna? Zikir ayaklarıyla çıkılır merdiven-i aşkın arşına.

~

Gönül yapanlar bırakır arkalarında gül, gönül kıranlardan geriye kalan yalnız kül.

~

Nefretin misali bir çöl, kupkurudur, kurutur gör! Muhabbetin misali göl, hiç çöle benzer mi gör!

~

Azrail gelince insan etmeli tebessüm, Sevgili’ye götürene nasıl edilmez tebessüm?

~

Şâirim, sözün âlâsını bilirim, lakin cahilin karşısında konuşmayı, edepsizle bir olmayı, ilme hürmetsizliktir bilirim.

~

Elif gibi dimdik ol amma çok havalardan uçma, düşüşün fena olur sonra.

~

Dünya bir handır, ebedi kalınmaz. Baki için halk edilen kalp, faniye bağlanmaz.

~

Ey nefis! Fani dünyaya aldandın, hiç ölmem mi sandın, koca bir ömürde O’nun rızası için ne yaptın?

~

Sözün menbaı ne akıldır ne de lisan. Sözün menbaı mahall-i imandır bilmeli insan.

~

Ey nefsim! Sen oruç tutuyorsan oruç da seni tutmalı; Oruçtan mânâ, yalnız açlık sanma, amellerini ateşe atma!

~

Hadis, fıkıh, tefsir, kelam… İlmi talep ettim her an, akıp gider; durmaz zaman. Önce ihlâs derim o zaman.

~

Ey nefsim! Aç gözünü, olma kör, Sanat mûcizelerini gör. Bak, üzüm asmasının yaprağındaki nakşa, Tesâdüfî olması mümkün mü hâşâ?

~

Empatiyi terk eden insanlığını kaybeder.

~

Ey nefsim! Sen bilmediğinin âlimi; Bildiğinin cahilisin; Tevâzuyla insan olur, kibirle yok olursun.

~

Biz önce Müslüman’ız, Sonra Türk’üz. Biz önce Müslüman’ız, Sonra Kürt’üz. Biz önce Müslüman’ız, Sonra Arab’ız, Fars’ız, Çerkez’iz, Laz’ız…

~

Aşk; gül demek, bülbül demek, bülbüldeki vefâ demek.

~

Azaplara atar, bil! Hikmetsiz konuşan dil.

~

İnsan ölümsüz değil, sen Hakk önünde eğil.

~

Ey nefis! Tetiği çeken sensin, sonra da kader mahkumuyum dersin. İyilik gelse başına hepsi benimdir dersin, su-i ihtiyarından gelen bir kötülüğü, sahiplenmez; kaderindir dersin.

~

Ey nefis! Gel etme gurur! İbadettedir asıl onur. Kulûb bulur, Zikrullah ile huzur.

~

İster piyango desinler, ister loto, ister ganyan. Hepsi kumardır, bilsin bunu oynayan!

~

Nasıl oynar Müslüman kumar, haram lokmadan ne umar?

~

Özgürlüğe ölüm, kuşa bir kafes. Kim bilir, ne zaman verilecek son nefes? Zannetme hayattan gaye, sadece heves! Kâlû Belâ’yı nasıl unuttun, ey ruh, sana pes!

~

Geldin bir damla su ile, gidişin bir tohum ile; bu kibir gurur ne diye?

~

Aynı adama baktılar, farklı adlar taktılar. Şâir denen aynada, onlar kendilerine baktılar.

~

İlim başta taşınan elmastan bir yüktür, insan yükü nispetinde ihtiyatlı yürür.

~

Çok kandıran, hep aldatan; dünya yalan, var mı alan?

~

Bil ki bir an, ömür bu an; zıddı yalan, zıddı yalan.

~

Bir hiç iken var eden, Sen’sin beni halk eden. Sen’den gayrı kimim var, Sen’den gayrı kimdir yâr?

~

Sen’sin dil, dudak veren; Sen’sin el, ayak veren. Sen’den gayrı kimim var, Sen’den gayrı kimdir yâr?

~

Her verdiğin sümbüldür, Yûnus aşkınla bülbüldür. Sen’den bana gelen güldür; ister öldür, İster güldür. Ölüm benim düğünümdür.

~

Şol kalbim lütfunla sezer, mazlumun dilinde gezer, zalimleri tümden ezer, bu sözler dünyayı gezer.

~

Kırık kalbimde, bin şiir yeşerdi. Rabbim bir zerre muhabbetin, ebeden yeterdi.

~

Elden ele kitabımız, dilden dile hitabımız. Gönülden gönüledir, aşk denen ikramımız.

~

Satırlardan sadırlara, sadırlardan asıllara, asıllardan asırlara, aşk denen ikramımız.

~

Muhabbetin illerinde, tasavvufun başkentinde, Yûnus’un benliğinde; sarmaşık aşk, sarmaşık aşk…

~

Dua dua kanat çırpar, kuşlar Hakk deyu uçar; lâ maşuka illallah.

~

“Hu!” deyu aşka eser, rüzgâr emrinde nefer; lâ maşuka illallah.

~

Ağaçlar çiçek açar, yaprağıyla el açar; lâ maşuka illallah.

~

Zerre döner, dünya döner, aşkınla âlemler döner; lâ maşuka illallah.

~

Dost Dost’undan, hiç olur mu ayrı? Ey Rabbim, dost yoktur Sen’den gayrı!

~

Kömür içinde elmas gibidir her veli, insanlar içinde binler hikmetle gizli; hor görünür, gülünür sanılır bir deli.

~

İhlas ile sıradan ameller olur ibadet, ihlassız ibadet dahi olur helaket.

~

Ümit kesme Rabbinden! Yüz çevir, kesretten! Tövbe eyle, yürekten! Son nefese ermeden, ölüm sana gelmeden.

~

Aşkın ile ağlıyorum, su olmuşum çağlıyorum, yalnız Sana çağırıyorum, varlığınla gurur duyuyorum.

~

Hilim içindedir ilim.

~

Ömrüm güller içinde, güller gönlüm içinde, sırlar sırlar içinde, rüyaların içinde, cevabı bir niçinde.

~

Rabbim ne bildirdiysen hepsi doğru, ne olur uçur bizi Arş’a doğru!

~

Ey zalimler! Ey gafiller! Günahkâr gözlerinizle, gaflet dolu gönlünüzle, Allah’ı göremiyorsunuz diye, O’nu yok mu saydınız? Yoksa O’nu yok mu sandınız?

~

Ey Varlık! Gösterme darlık!

~

Bin ârif gördüm, hepsi suskundu. Bin cahil gördüm, susanı yoktu.

~

Müctehidin gayesi odur, olur marziyat-ı ilahi. Mübtedi’nin gayesi odur, olur marziyat-ı insani.

~

Hakk âşığı hakikatın elidir, halk nazarında yalnız bir delidir, mum gibi erir, etrafına ışık verir.

~

Hastalık, sıkıntı, musibet olur günahlara kefaret, yahut olur terakkiye alamet. Yeter ki sen güzelce sabret!

~

Diplomayla âlim olunmaz. Para kazanmak için, ilim tahsil olunmaz.

~

Rahmet-i Rahman şamil, ahkâm-ı Kur’an ile âmil, görür insan-ı kâmil.

~

Tasavvuf Allah’ı sevmek, Allah için sevmek, Allah için olmayan her ameli ve her sevgiyi Allah için terk etmektir.

~

İsraf etme zamanını, sen kalk kıl namazını! Hakk’tan dile amanını! Duyar O niyazını, ne hoş verir cevabını.

~

Ara dur, hilkatteki gayeyi bul! Hikmet budur, Hakk’a olmak güzel bir kul.

~

Terk edersen şol dünyada ihlası, görürsün ukbada gerçek iflası.

~

Ettin kendine yazık, günah ne kötü azık.

~

Vahiy önce gelir ey akil! Yerinde kullanılmalı nakil.

~

Ey nefsim! Sükut et, abes konuşmayı kes! Rüzgâr ol, hikmet es! Bilemez bizi herkes.

~

Kulaklarda aşk dolu dizeler, dudaklarda aşk kokulu sözcükler. Birdman Father bu dünyayı n’eyler? Muhabbet-i Vedûd bize, ebeden yeter.

~

Hakk’tan gelen ferman, tüm dertlere derman.

~

Hakk’tan ilham geldi sadırıma, sadırımdan döküldü satırıma. Aşk dolu sineler hatırına, yazılanlar ikram insanlığa.

~

Ölüm gelip çatmadan, kalbin son kez atmadan, dön kulluğa! Gel, eyle secde!

~

Yüzde gözdür, olur nur. İmandır gerçek onur.

~

Bir kez geldim dünyaya, âşık oldum Mevla’ya,. Yine gelsem dünyaya, sevdam yalnız Mevla’ya.

~

Marifetullah dediğin, Hakk’ı hakkıyla tanıyabilmek. İlmin güzelliğindendir, “Bilmiyorum.” diyebilmek.

~

Tebliğ için iman gerek, ilim gerek, irfan ger2ek, İlah’a adanmak gerek, Hakk adını anmak gerek, Rabb’e daim tapmak gerek, aşk ile kavrulmak gerek, yakmak için yanmak gerek.

~

Sussam fayda etmiyor, kelimeler yetmiyor, Rabbim Sen’den niyazım, nesl-i Kur’an muradım.

~

Tövbe alma söylemi ve eylemi kiliselerden edildi ithal, yerine iade edilmeli derhal.

~

Seni bir ömür, secdeye götürmeyen iman, cennete nasıl götürsün? Uyan ey insan!

~

İnsanlara acımayınız, insanları seviniz. Bu bizim meşrebimiz, eğer bilirseniz.

~

Şu dünya ki bir han, her anımız imtihan.

~

Ey nefsim! Yüreğine kin dikenleri dikmek yerine, muhabbet çiçekleri dik ki yüreğinden diline mis kokular süzülsün, dilinden sözlerine hikmetler dökülsün.

~

Gönüllerde kalanlar, gönül alanlar. Hakk dostu olanlar, Hakk’a adananlar.

~

İmansızlık beter eder, büyük nimet rükn-i kader. İman et, gitsin yeter! İman et, bitsin keder.

~

Üç günlük dünyaya kanan, Rabbi değil, nefsi anan, kendini ebedi sanan, odur nâr içinde yanan.

~

Hakikatı bulanlar mutludur, her daim umutludur. Okumak ne güzel bir tutkudur, bu tutkuda olanlar kutludur.

~

“Neden, niçin böyle?” deme! Sabret! Bak, gör tecelli edecek nice hikmet! İbretle seyret! Rabbine şükret!

~

Dil ile ikrar, kalp ile tasdik, amel ile ilân, ihlâs ile i’lam budur kâmil iman.

~

Bilmeli bunu gafil, olmamalı cahil. İlmiyle âmil, insan-ı kâmil.

~

O bir eldi, güzel elçi, Resûl geldi, davet etti. Duyduk ve uyduk, Hakk’a kul olduk.

~

Bilmemeyi ilim bildim, bilmeyi cehalet. İlimden gelen enaniyet var ya işte odur asıl helaket.

~

Aptala malum meçhul olur, abdala meçhul malum olur. Hakk’ı anan hakkı bulur, bizimle olan bizim gibi olur.

~

Sabret, gör! Bu sonuç sana özel, Allah yapar her şeyi en güzel.

~

Allah’tan başka yoktur hiçbir ilah, Resûl Kur’an’ı ne güzel eder izah, Melek-ül Mevt’i görünce gafil der: “Eyvah!”

~

Her nerede isen, Rabbi’nin yoluna dön, gel! İman eden yüreğe yoktur engel.

~

Yoksa eğer yüreğinde, hak adına hiçbir dava. Şeytan ve yardımcıları, alkış tutar böyle ava.

~

Bilsen ki karşındaki insan cahil, edersen onunla münakaşa, olursun sonunda gafil. Bir iken iki olur cahil.

~

Yoktur Sen’den başka hiçbir ilah, ey Yaradan! Ne olur kurtar beni, şu ayrılık denen yaradan!

~

Fatiha ki taleb-i hidayet, Kur’an’dır bu duaya icabet.

~

İmandan maksad önce hayâ. Hayâ eden yüzler benzer aya.

~

Ağız yaydır, kelimeler ok. Yayından çıktı mı ok, artık geri dönüşü yok!

~

Bak, mahlukat onu okuyor duy! Teslim ol, Kur’an’a uy! Tevekkül ne güzel bir huy.

~

Cismi büyük, fikri küçük, çıktı bir adam karşıma. Dedi: “Ey şâir bana baksana! Ben kadere inanmıyorum, ne anlatsan boşuna.” Dedim: “O da senin kaderin anlasana.”

~

Rıza-i ilahi olunca yalnız emel, ibadet olur her bir amel.

~

Ne güzel ayrıntı, göz üstüne nakşedilen kaş. Söyle! Kimdir, şu simayı nakşeden nakkaş?

~

Değildir kesreti terk, gerçek marifet. Kesret içinde de vahdet ile olabilmek, asıl marifet.

~

İman çıplaktır, elbisesi takva. Ne güzel zinet, bu elbisede hayâ.

~

Bir insan düşün ki samimi, olsa da hakiki bir ami, tek başına fetheder âlemi.

~

Davam gönlü tamirdir, uyku yeri kabirdir.

~

Korku olur cehalet, ilim en büyük cesaret.

~

Eğer gaye ise, görmek bir mucize. Bak, kendine öyleyse, gör binbir mûcize!

~

Hakkı ikrar içindir, övgü Allah içindir. Gayrısı niçindir?

~

Mesleğimiz tevazudan mürekkep, ilmiyle amel etmeyen olur merkep.

~

Nakış alkışlar nakkaşı, resim gösterir ressamı. Olmaz mı hiç şu hikmetli bedenin nakkaşı ve şu sanatlı simanın ressamı?

~

Muhabbetten Muhammed etti sudur, Muhammed’e muhabbet olur sürur, Muhammedsiz muhabbette yoktur huzur.

~

Dil ile esfel-i safilîn, dil ile a’lâ-yı illiyyîn, dil ile derin deniz görüne, dil ile girersin gönüle, dostun da düşmanın da o dil ile.

~

Ben istemem makam mevki, Rabbim Sen sev yeter ki. Kabir ne güzel bir ev ki, seyredilir cennetteki mevki.

~

Örümcek ağından bir yapı, onlarınki vehmi bir kapı, ehl-i küfür yutacak, mahşer günü hapı.

~

Gaflet dediğin ne çirkin bir nisyan, daldıkça ediyor insan isyan. Hoş görürsen insan olur İslâm, hor görürsen ziyan olur insan.

~

Bismillah diriliş, dua direniş ve sücûd yükseliştir.

~

Sınırsız özgürlüğün olduğu yerde özgürlükten söz edilemez.

~

Tasavvuf ahlâk-ı Muhammedîdir, edeptir.

~

Tasavvuf Allah’tan bir an dahi, göz açıp kapayıncaya dek olsa da, gaflet etmemektir.

~

Ey nefsim! Günün karanlığından değil, gönlün karanlığından kork. Zira gerçek karanlık odur.

~

Bir elma çekirdeğinden koca bir ağacı halk eden Zât-ı Rahim-i Hafîz seni o toprak altında yokluğa atıp israf eder mi? Düşün! İnkâr ne yaşamın olabilir senin ne de düş’ün.

~

Ey nefsim! Yûnus bin Metta (a.s) gibi nefsinden gayrı suçlayacak kimse arama ki nefis hûtundan, sefahet zulmetinden ve gaflet denizinden kurtulasın.

~

İnsan, şu misafirhane-i kâinatın en müşerref ve mükerrem bir misafiridir.

~

Tasarruf; fuzuli her sözün, lüzumsuz ve gayri zaruri her işin terk edilmesidir.

~

Herkese eşit muamele etmek adalet değil, bir nevi zulümdür. Zira adalet hakkın mizan ile taksimi ve takdimidir.

~

Şirkten tevhid ile, küfürden iman ile, nifaktan zikir ile, günahlardan tövbe ile temizlenilir. Ve Müslüman bedenen tertemiz olmalıdır ki ism-i Kuddûs’e parlak bir ayna olabilsin.

~

Şâirler toplumun kalbi ve duygularının en güzel tercümanıdır.

~

Şiir; hem bir dua, hem bir hikmet, hem bir nimet, hem bir ibret, hem bir davet, hem bir fikir, hem bir zikirdir.




İLETİŞİM


E-MAİL : sairulislam571@gmail.com


2020©COPRİGHT
Tüm Hakları Saklıdır.